Denizanası istilası: Balıkçılar için tehdit oluşturuyor
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başlatılan "Marmara Denizi'nde denizanası artışları sebep ve sonuçları" başlıklı proje kapsamında, denizanalarının balıkçılık üzerinde etkileri araştırıldı.
Marmara'da balıkçılık yapan 150 kişiyle yüz yüze görüşülerek anket yapılan araştırmada, ayrıca "R/V Yunus-S" araştırma gemisiyle denizanalarının balık üzerinde olumsuz etkileri üzerine çalışıldı.
Çalışma sonucunda denizde aşırı denizanası artışının balıkçılığı olumsuz yönde etkilediği ve balık türlerinin azalmasına neden olduğu tespit edildi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık ve Su Ürünleri İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Firdes Saadet Karakulak, araştırmalarıyla ilgili bilgiler verdi.
Hem endüstriyel hem de küçük ölçekli balıkçılarla yüz yüze bir anket çalışması yaparak denizanalarının faaliyetler üzerindeki etkilerini belirlediklerini ve tüm balıkçıların bu türün aşırı çoğalmasından olumsuz etkilendiğini kaydeden Karakulak, ağların gözlerinin tıkanmasıyla balıkçıların hedeflediği türleri avlayamamasının büyük bir sıkıntı yarattığını dile getirdi.
Firdes Saadet Karakulak
Denizanası artışları nedeniyle balıkçıların artık daha çok denizde vakit geçirmeye başladığını anlatan Karakulak, "İş güçleri artıyor, attıkları ağları denizden toplamakta zorluk çekiyorlar. Denizde daha fazla kaldıkları için daha fazla mazot yakıyorlar ve ekonomik anlamda da mağdur durumda kalıyor. Endüstriyel balıkçılar ise denizanalarıyla mücadele edebiliyorlar. Sahip olduğu teknolojiyi kullanarak ağlara giren denizanalarını uzaklaştırıyorlar." dedi.
Bazı denizanaları ile balıkların yan yana durması nedeniyle balıkların renklerinin solduğu, bu durumun da balıkçıların ürünlerini pazarlamasında sorun yarattığına işaret eden Karakulak, şöyle devam etti:
"Marmara Denizi'nde aşırı denizanası artışı, balıkçılığı olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde balıkçılık faaliyetleri durma noktasına geliyor. Balıkçı en fazla yüzde 50 oranında avcılığını yapabiliyor. Ama küçük ölçekli balıkçılar hiç faaliyet gerçekleştiremiyor. Özellikle balıkçılık sezonunun açıldığı eylül, ekim dönemlerinde, balığın göç yaptığı dönemlerde balıkçılık faaliyeti durma noktasında. Çalışma bölgemiz Doğu Marmara bölgesi olduğu için İstanbul ve Kocaeli balıkçılarıyla yüz yüze anket çalışması yaptık. Denizanasının artışı nedeniyle İzmit Körfezi balıkçısı, o bölgede balıkçılık faaliyetini yapamayıp İstanbul gibi uzak noktalara geliyor."
BALIK YUMURTASI BOLLUĞUNDA AZALMA
Proje kapsamında Doğu Marmara Denizi'nin balık yumurta ve larvalarının çeşitliliğine de baktıklarını ve eskiye göre üreyen balıkların çeşitliliğinde azalma tespit ettiklerini aktaran Karakulak, denizanalarının balık yumurtalarıyla beslenmesi nedeniyle balık yumurtası bolluğunda azalma yaşandığını ve bu durumun ticari balık türlerinin azalmasına neden olduğunu ifade etti.
Karakulak, denizanalarından tüm balık türlerinin etkilendiğini de belirterek, "Marmara Denizi'nde eskiden bol olan uskumru, kılıç, orkinos gibi balıkların olmaması denizanalarının aşırı artışına yol açmakta. Çünkü bu balıklar denizanasıyla besleniyordu." diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar ise Marmara Denizi'nde ilk defa gözlenen denizanası türleri ve yerli türlerin, hızlı ve yüksek üremesinin yanı sıra, balıkların besini olan küçük hayvansal organizmalar, balık yumurtaları ve larvalardan beslendiğine dikkati çekti.
Bu durumun balık stokları üzerinde ciddi baskılar yarattığını kaydeden Okyar, "Üstelik aşırı artan ve kitlesel ölümle parçalanan denizanaları, balıkçı ağlarının göz açıklıklarını kapatmalarından dolayı da balıkçılık uygulamalarında sorunlar yaşanmasına neden olabilir." değerlendirmesinde bulundu.